Saklı Mağara – Phaselis
Açıklama
Saklı Mağara-Phaselis
Yürüdüğüm en aksiyonlu parkurlardan biri diyebilirim. 🙂
Phaselis Antik Kenti Akdeniz taraflarında yaşayan en ilginç tarihtir. Araç ile gitmek daha çok tercih ediliyor. Araçla Antalya’dan kumluca yolunu takip edebilirsiniz. Tabelalar sizi yönlendiriyor zaten. Kemerden 12 km uzaklıkta, daha çok Tekirova beldesine yakın bir yerde bulunan şirin ama etkileyici bir kent. Giriş ücretlidir. Eski tarihi sevenleri büyülenecek bir tarih ve görsel ziyafet var.
Biz ise araçla gidilecek yolu değil orman yolundan Phaselis’e ulaşmayı daha çok sevdik. Önce kemerden Likya yolu ile başladık yürümeye. Likya yolu işaretli olduğu için yol sizi istediğiniz yere götürüyor ancak yine de rotanızı bilmek daha sağlıklı. Orman yolundan doğa harikalarına şahit olarak yürümek gerçekten çok heyecan verici. Yol üzerinde yürürken saklı bir mağara bulunuyor. Burayı normalde yürürken görmeniz mümkün değil. Gerçekten saklı ve girişini bulmak bir hayli zor. Patika bir yoldan aşağı iniliyor. İniş zor ve tehlikeli. Ayakkabınızın sağlam ve kaygan olmamasına özen göstermelisiniz. İnerken de manzara çok güzel denize doğru iniliyor.
Yol hafif sola doğru sizi götürüyor. Yol üzerinde minik minik mağaralar sizi karşılıyor. Orası bile insanı öyle cezp ediyor ki biraz durup inceliyorsunuz, minik bir mağarayı yakından görmenin şaşkınlığı sizi sarıyor. Devam ediyoruz, in in bitmiyor sanki . Sol tarafa doğru gittiğimiz yol artık tamamen koca mağaraya çıkmıştı. Ufak tünel gibi bir yerden geçtikten sonra kendinizi mağarada buluyorsunuz. Manzarası öyle büyülüyor ki ,bir süre etrafınıza bakmadan duruyorsunuz. Biraz içeri girdikçe serin geliyor.
Mağaranın önü şerit çekilmiş. (Önlem amaçlı olsa gerek.) Onca yol inmemize rağmen hala yüksekte olduğumuzu görmek beni çok şaşırtmıştı. Mağaranın yüksekliği 4-5 metre olsa gerek. Çok büyük bir alana sahip değil. Sol tarafında dar bir yol uzanıyor. Orada ufak, yuvarlak bir pencere oluşmuş gibi. Adeta sanki ev ve orası penceresi gibiydi. Mutlaka bir anlamı vardır. O pencereden bakınca daha çok ayrıntı görüyorsunuz. İlginç görünümü ile misafirlerini ağırlamaya devam etsin saklı mağara biz devam ediyoruz…
Patika yoldan çıkması da zordu. Aslında bir batonunuz olsa daha kolay yol alabilirsiniz.
Çıktıktan sonra devam ettik. Sakin, doğal güzelliklere ve farklı bitkilerle tanışarak yürüdük. Elimde koca bir poşet bir yandan kozalak ve dal topluyorum. Hatta her gezide yaptığım gibi oraya ait bir parça arıyorum. İzlemek ve kaydetmek … gökyüzü, orman, ağaçlar, bitkiler ve kendiniz. Bu sadece yaşanabilir…Parkur inişli çıkışlı, efor isteyen ve ağır çantanız olmadan yürünmesi gereken bir parkur.. Çok fazla yürümeden Phaselis’e varıyorsunuz. Yol bana uzun geldi o ayrı
Phaselis plajları koca bir evren gibi sizi karşılıyor. Rodoslular tarafından bulunmuş bir ada gibi derin ve sakin. 3 plajı var .Kuzey, merkez ve güney plajları. Kuzey plajında dalga oluyorsa güney plajı dalgasız oluyor. Ya da tam tersi. Plajlarında şezlong şemsiye gibi kasıntı şeyler sizi beklemiyor. Gayet ağaç altında oturup, gölgesinde yararlanabilirsiniz. O güçlü ağaçlarına yaslanıp kitap okumanın keyfi çok daha başka. Dolu dolu ağaçlarla sonsuzluğa uzanabilirsiniz. Biz orman yolundan direk merkez plaja indik. Havuz gibi, etrafı çevrili gibi izlenim yaratıyor. Yosun yok tertemiz bir deniz. Kum ve taşlar bulunuyor sahilde. Tüm plajlarda piknik alanları da mevcut. Biraz yürüyerek Duş-wc hizmetinden yararlanabilirsiniz. Burada ufak bir büfede var. Eğer müze kartınız varsa ayrıca bir indirim yapıyorlar .
Bu harika sahillerde deniz keyfinize ulaştıktan sonra , antik kenti gezebilirsiniz. Bana göre asıl büyüleyici yer buralar. Liman caddesinde mutlaka yürüyün. O an kendinizi çok güçlü hissedeceksiniz. Çünkü; burası yüzyıllar önce olmasın rağmen hala korunan bir tarih…
Ben tiyatro sahnesini çok sevdim. Öylece ortada durup başınızı kaldırıp tüm yapıyı inceliyorsunuz. O yıllarda bu yapıların yapılmış olması insan beynini zorluyor. Tiyatro ve zeus tapınağı hamamlar caddesi tarafında görebileceğiniz önemli yerler. Su kemerleri merkez plaja girerken ilginizi çekebilir. Bu kanallar o dönemde kuzey plaj ile arasında köprü kurmak amacı ile yapılmış.
Phaselis’in dokusunu ve kokusunu da kaydettikten sonra ,Tekirova koyundan yürümeye devam ettik. Bu koya giden yolun bazı yerleri patika ve karışık. Denizin o uçsuz bucaksız oluşu sizi elbette etkiliyor. Siz dağın eteğinde iken sol tarafınız tamamen deniz. Bu sevimli koyda kamp yapılabilir. Denizi harika. Arada yürüme mesafesi fazla var. Bu koyda duş-wc gibi ihtiyaçlar yok. Ancak yakında benim adlandırmam ile entel bir köy var. Aslında adı: “sundancevillage” . Bu koy Phaselis ile bu otel arasında kalıyor. Kimse pek bilmediği için sakin,sadece size ait bir yer halini almış. Rahat rahat çadır kurup yalnızlığınızla baş başa kalabilirsiniz. Tabi gece için çok fikrim yok. Koyu geçince direk otel tarafına giriyorsunuz. Entel köy tamamen doğallığın içine kurulmuş,ayrı dünyası olan bir yer. İnanılmaz farklı dizayn edilmiş, içerisinde etkinliklerinde olduğu ayrı bir dünya, kendine ait mini bir pazarı var. Koyda çadır keyfi yapın ya da yapmayın, mutlaka gezmek için bile gidip görmenizi tavsiye ederim. Hem bu koyu hem de entel köyü. Çok doğal ve farklı bir havası var. Biraz farklı insanlar ve farklı bir doğa havası almak isterseniz uğrayın 🙂
Yorum Ekle